Ali b. Ebu Talib’in şöyle dediği bize aktarılmıştır. Hz. Peygamber bana tavsiyede bulunarak şöyle demiştir:
Ey Ali! Sana bir tavsiyede bulunacağım. Onu aklında tut, o tavsiyeye uyarsan sürekli hayır ve iyilikte bulunursun.
Ey Ali! Müminin üç alameti vardır: Namaz, oruç ve zekât. Tekellüf sahibinin üç alameti vardır: Gördüğünde yağcılık eder, yanında yokken gıybet eder, musibet gelince bela okur. Zalimin üç alameti vardır: Kendinden aşağı derecedekini zorbalıkla ezer, üzerindekine karşı isyan eder, zulme taraf olur. Riyakârın üç alameti vardır: İnsanlar arasındayken dinçtir, tek başına kalınca tembelleşir, bütün işlerinde övülmeyi sever. Münafığın da üç alameti vardır: Konuşunca yalan söyler, söz verince tutmaz, emanet alınca ihanet eder.
Ey Ali! Tembellerin üç alameti vardır: İhmal edinceye kadar geciktirir, zayi edinceye kadar ihmal eder, günah işleyinceye kadar zayi eder. Akıllı şahıs üç yerde tezahür eder: Geçimi için mücadele eder, haram olmayan işlerden hazzını kazanır, günahın peşinde koşmaz.
Ey Ali! Yakinin bir alameti de Allah’ı kızdıracak bir işle kimseyi razı etmemendir. Allah’ın ihsan ettiği bir şeye karşılık kimseyi övmemen gerekir, emretmediği sürece kimseyi kınamaman lazımdır. Rızkı, harisin hırs getirmediği gibi istemeyenin isteksizliği de rızkı engellemez. Allah, rahatlığı, kendi taksimiyle; genişliği, yakine ve rızaya yerleştirmiştir. Buna mukabil üzüntü ve gamı da kendisini kızdıran işlere yerleştirmiştir.
Ey Ali! Bilgisizlikten daha şiddetli fakirlik, akıldan daha cömert mal, kendini beğenmekten daha tehlikeli yalnızlık, istişareden daha güçlü dayanışma yoktur. Yakin gibi iman, kendini haramdan korumak gibi vera, güzel ahlak gibi iyilik, tefekkür gibi ibadet yoktur.
Ey Ali! Her şeyin bir afeti vardır: Sözün afeti yalan, bilginin afeti unutmak, ibadetin afeti riyakârlık, zarifliğin afeti sululuk, cesaretin afeti taşkınlık, müsamahanın afeti başa kakmak, güzelliğin afeti kendini beğenmek, değerin ve asaletin afeti iftihar, hayânın afeti zayıflık, keremin afeti böbürlenmek, ihsanın afeti cimrilik, cömertliğin afeti israf, ibadetin afeti kibir, dindarlığın afeti hevadır.
Ey Ali! Bir kişi seni yüzüne karşı överse şöyle de ‘Allah’ım! Beni söylediklerinden daha hayırlı birisi yap, bilmedikleri işlerimi bağışla, hakkımda söyledikleri hususta beni yargılama.’ Böyle yaparsan onların sözlerinden emin olursun.
Ey Ali! Oruçlu akşamladığında orucunu acarken şöyle de ‘Allah’ım! Senin için oruç tuttum, rızkınla iftar ettim.’ Böyle dersen o gün -kendi ücretlerinden hiçbir şey eksilmeksizin- oruç tutan herkesin sevabı sana yazılır. Oruç tutan her insanın kabul edilen bir duası vardır. Birinci lokmada şöyle der: ‘Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla! Ey mağfireti geniş olan Allah, beni bağışla.’ İftarda bu duayı okuyana mağfiret edilir. Bilmelisin ki oruç cehennemden koruyan bir kalkandır.
Ey Ali! Güneş’e ve Ay’a yönelme, onlara sırtını dön. Onlara yönelmek hastalık iken onlara sırtını dönmek ilaçtır.
Ey Ali! Yasin suresini çok oku. Yasin suresini okumanın on bereketi vardır: Aç insan, Yasin’i okursa doyar, susamış okursa suya kanar, çıplak okursa giyinir, hasta okursa iyileşir, korkak okursa emniyet bulur, hapisteki okursa kurtulur, bekâr okursa evlenir, yolcu okursa yolculuğunda ona yardım edilir, malını kaybeden okursa malını bulur. Bunun yanı sıra eceli gelen birinin başında okunursa ölümü kolaylaşır. Sabah vakti Yasin’i okuyan, akşama kadar; akşam okuyan da sabaha kadar güvendedir.
Ey Ali! Cuma gecesi Duhan suresini oku ki, mağfirete mazhar olasın.
Ey Ali! Ayete’l-Kürsi’yi her namazın sonunda oku. Onu okursan şükredenlerin kalpleri, peygamberlerin sevabı ve iyilerin amelleri sana verilir.
Ey Ali! Haşr suresini oku. Onu okursan kıyamette her şeyden güvende olarak diriltilirsin.
Ey Ali! Tebareke ve Secde surelerini oku. Bu iki sure seni kıyamette korkularından kurtarır. Ey Ali! Yattığında Tebareke suresini oku. Bu sure seni kabir azabından, Münker ile Nekir’in sorularından kurtarır.
Ey Ali! Abdestliyken İhlas suresini oku. Onu okursan kıyamette sana şöyle hitap edilir: ‘Ey Allah’ı öven kişi! Kalk ve cennete gir.’
Ey Ali! Bakara suresini oku. Bu sureyi okumak bereket, okumamak pişmanlıktır. Tembel insanlar uykusuzluk nedeniyle bu sureye güç yetiremez.
Ey Ali! Güneşin altında uzun sure kalma. Güneş altında kalmak hastalığa yol acar, elbiseyi eskitir ve rengini soldurur.
Ey Ali! Yangından güvende kalmanı sağlayacak dua şudur: ‘Allah’ım! Seni tenzih ederim, Senden başka ilah yoktur. Sana tevekkül ettim. Yüce Arş’ın sahibisin.’
Ey Ali! Kuruntulardan kurtulmak için şu ayeti okuman gerekir: ‘Kur’an’ı okuduğunda seninle ahirete inanmayanlar arasında bir perde çekeriz.’ ayetin bu kısmından ‘Gerisin geriye kaçarlar.’ kısmına kadar okumalısın.
Ey Ali! Her türlü kem gözden uzak kalman için şöyle demen gerekir ‘Allah neyi dilerse o olur, neyi dilemezse o olmaz. Ben Allah’ın her şeye güç yetirdiğine şahitlik ederim. Allah her şeyi bilgisiyle ihata etmiş, her şeyi sayıca saymıştır. O’ndan başka güç ve kuvvet sahibi yoktur.’
Ey Ali! Zeytin ye, zeytinyağı kullan. Zeytin yiyen ve yağının kullanana şeytan kırk sabah yaklaşamaz.
Ey Ali! Yemeğe tuzla başla, tuzla bitir. Tuz, yetmiş hastalığın ilacıdır ki onlardan birisi delilik, diğeri cüzzam, ayrıca abraş, boğaz ağrısı, kemik ağrısı, mide ağrısı vardır. Ey Ali! Yemek yemeye başlarken ‘Allah’ın adıyla’ diye başla, bitirdiğinde ‘Allah’a hamdolsun.’ de. Böyle yaparsan muhafaza melekleri sürekli iyiliklerini yazarlar.
Ey Ali! Ayın başlangıcında hilali gördüğünde üç kere ‘Allahû Ekber’ ve üç kere ‘Beni yaratan, seni yaratan, senin için menziller belirleyip âlemlere ayet kılan Allah’a hamdolsun.’ de ve ardından şöyle ekle: ‘Allah meleklerine karşı seninle ovunmuştur. O şöyle der: ‘Ey meleklerim! Böyle diyen bir kulu cehennemden azat ettim, şahit olunuz.’
Ey Ali! Aynaya bakarken şöyle de ‘Allah’ım! Yaratılışımı güzel yaptığın gibi ahlakımı güzel yap ve beni rızıklandır.’
Ey Ali! Bir aslan görüp başın sıkıntıya girdiğinde, üç kere tekbir getir ve şöyle de ‘Allah, korkup çekindiğim bu hayvandan daha büyük, daha yüce ve daha izzetlidir. Allah’ım! Bu hayvanın kötülüğünden sana sığınırım.’ Böyle demek Allah’ın izniyle yeterlidir. Havlayan bir köpek gördüğünde şöyle de ‘Ey insanlar ve cinler topluluğu! Göklerin ve yerin çeperlerinden, çıkmaya, çalışsanız bir sultan olmaksızın oradan çıkamazsınız.’
Ey Ali! Evinden bir ihtiyaç maksadıyla çıktığında, Ayete’l Kürsi’yi okumalısın. Bu sureyi okumakla ihtiyacın -Allah’ın izniyle- karşılanır.
Ey Ali! Abdest aldığında şöyle demelisin: ‘Allah’ın adıyla, salat ve selam Hz. Peygamber’in üzerine olsun.’
Ey Ali! Geceleyin az da olsa namaz kıl, seherlerde Allah’a dua eyle, duan reddedilmez, çünkü Allah şöyle der ‘Onlar seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerdir.’
Ey Ali! Ölüyü yıkamak gerekir. Kim bir ölüyü yıkarsa kendisine yetmiş kere mağfiret edilir. Bu mağfiretlerden birisi bütün yaratılmışlara dağıtılsaydı, hepsini kuşatırdı. Hz. Ali diyor ki, bunun üzerine şöyle dedim ‘Ey Allah’ın Peygamberi! Bir ölüyü yıkayan kişi ne demelidir?’ Hz. Peygamber şöyle dedi ‘Ey Rahman! Mağfiret eyle.’ Yıkamayı tamamlayıncaya kadar böyle dua eder.
Ey Ali! Tek başına yolculuğa çıkma, çünkü şeytan yalnızla beraber, iki kişiden nispeten daha uzaktır.
Ey Ali! Bir kişi tek başına yolculuğa çıktığında, sapıtır, iki kişi de sapıtır, hâlbuki üç kişi bir cemaattir.
Ey Ali! Yolculuğa çıktığında vadilerde konaklama. Vadiler yılanların ve yırtıcı hayvanların mekânlarıdır.
Ey Ali! Üç kişi bir hayvanın üzerine binmesin. Öyle bir durumda en öndeki lanetlenmiştir.
Ey Ali! Kölenin veya cariyenin bir çocuğu olduğunda, sağ kulağına ezan oku ve sol kulağına kamet getir. Böyle yaparsan şeytan, çocuğa zarar veremez.
Ey Ali! Hilal gecesi veya ayın yarısının olduğu gece ailene yaklaşma. Aksi halde (doğacak) çocuğun deliliğe maruz kalır. Hz. Ali şöyle demiştir ‘Ey Allah’ın peygamberi! Niçin öyle olur?’ O da şöyle cevap vermiştir ‘Çünkü cinler kadınlara en çok ayın ortasında ve hilalin çıktığı gece musallat olurlar. Delilerin gece yarısı ve hilalin çıktığı gece çığlık attıklarını görmez misin?’
Ey Ali! Sana bir sıkıntı geldiğinde şöyle demelisin ‘Allah’ım! Muhammed hakkı için ve onun ailesinin hakkı için beni kurtarmanı istiyorum. Bir şehre girmek istediğinde veya bir köye girmek istediğinde orayı görünce şöyle de ‘Allah’ım! Bu şehrin hayrını ve bu şehir hakkında takdir ettiğin iyilikleri diliyorum. Bu şehrin kötülüğünden ve orada takdir ettiğin kötülüklerden sana sığınırım. Allah’ım! Bu şehrin hayrıyla beni rızıklandır, kötülüklerinden koru. Beni o şehir halkına sevdir, o şehir halkının salihlerini de bize sevdir.’
Ey Ali! Bir yere yerleştiğinde şöyle de ‘Allah’ım! Bizi mübarek bir menzile yerleştir, Sen yerleştirenlerin en hayırlısısın. Böyle dua edersen oranın hayırlı rızkını yer, kötülüğü ise senden uzaklaşır.
Ey Ali! Mürailikten sakın. Çünkü onun sebebini bilemez, fitnesinden kurtulamazsın.
Ey Ali! Peştamal takmadan hamama girme, çünkü avret mahalline bakan ve bakılan kişi lanetlenmiştir.
Ey Ali! İşaret parmağına ve orta parmağa yüzük takma, bu davranış Lut kavminin fullerindendir.’
Ey Ali! İpekli elbise giyme, ipekli elbise şeytanı çağırır.
Ey Ali! Rükû veya secdedeyken Kur’an okuma.
Ey Ali! Tartışmaktan uzak dur, tartışmak amelleri ortadan kaldırır.
Ey Ali! Dilenciyi küçümseme, at üzerinde sana gelse bile istediğini ver. Sadaka, dilencinin eline düşmeden önce Allah’ın eline düşer.
Ey Ali! Sadakayı erken ver, çünkü sadakayla beraber bela bulunmaz.
Ey Ali! İnsanlara güzel davran. İnsanlara güzel davranmakla gündüz oruç tutan ve gece ibadet edenlerin derecelerine erersin.
Ey Ali! Öfkeden sakın, şeytan Âdemoğluna en çok öfkelendiğinde hâkim olur.
Ey Ali! Mizah ve şakadan sakın, mizah Âdemoğlunun heybet ve vakarını götürür.
Ey Ali! İhlas suresini oku, ihlas suresi fakirliği ortadan kaldırır. Faizden uzak dur, faizde altı özellik vardır ki ucu dünyada, ucu ahirette ortaya çıkar: Dünyadakiler, zenginliği yok etmek, yokluğu hızlandırmak ve rızkı yok etmektir. Ahirette olan özellikleri, hesabın kötü olması, Allah’ı öfkelendirmek, cehennemde kalmak veya orada yalnız başına kalmaktır. -Kuşku ravidendir.-
Ey Ali! Evine girerken evdekilere selam ver; evdekilere selam vermek, evin hayrını artırır.
Ey Ali! Fakir ve miskinleri sev ki, Allah da seni sevsin.
Ey Ali! Miskinleri küçümseme, kıyamet günü melekler de seni küçümser.
Ey Ali! Sadaka vermen gerekir; sadaka, kötülüğü senden uzaklaştırır.
Ey Ali! Ailenin ihtiyaçlarını cömertçe karşıla ve geçimlerini sağla ki Arş’ın sahibinden korkmana gerek kalmasın.
Ey Ali! Bineğe binince şöyle dua et ‘Bize ikramda bulunan ve İslam’a ulaştıran Allah’a hamdolsun. O bize Hz. Muhammed vasıtasıyla hidayet etmiş ve ihsanda bulunmuştur. Bu bineği bize amade kılan Allah’a hamdolsun, biz Rabbimize gidenleriz.’
Ey Ali! Allah’tan kork denildiğinde, öfkelenme; yoksa Allah kıyamet günü sana kötülük yapar.
Ey Ali! Allah kulunun şöyle demesini sever ‘Allah’ım! Bana mağfiret eyle, günahları senden başka kimse bağışlayamaz.’ Kul, bu sözü söyleyince Allah şöyle der ‘Ey meleklerim! Bu kulum günahları benden başka kimsenin bağışlayamayacağını bilmiştir, onu bağışladığıma şahit olun.’
Ey Ali! Yeni bir elbise giydiğinde şöyle de ‘Allah’ın adıyla; hamd, bu elbiseyi bana giydiren ve avret mahallimi örtüp insanlara muhtaç olmaktan kurtaran Allah’a olsun.’ Böyle deyince elbise henüz üzerindeyken Allah sana mağfiret eyler.
Ey Ali! Kim yeni bir elbise giyer ve bir yoksulu veya çıplak bir yetimi giydirirse, Allah’a komşu olur, Allah ona eman verir, bu elbise üzerinde olduğu surece onu muhafaza eder.
Ey Ali! Çarşıya girerken şöyle de ‘Allah’ın adıyla; Allah için şahitlik ederim ki, O’ndan başka ilah yoktur. Hz. Muhammed O’nun kulu ve peygamberidir.’ Bunu söyleyince Allah şöyle der ‘İnsanlar gafil iken kulum beni zikretti, şahit olun ki kulumu bağışladım.’
Ey Ali! Allah, ismini sokaklarda zikreden bir kulunu beğenir. O kul mescide girdiğinde şöyle der ‘Allah’ın adıyla giriyorum; Allah’ın peygamberinin üzerine salat ve selam olsun. Allah’ım! Bana rahmetinin kapılarını aç.’ Çıkarken de şöyle der ‘Allah’ın adıyla çıkıyorum, Allah’ın peygamberine salat ve selam olsun. Allah’ın bana ihsanın kapılarını aç.’
Ey Ali! Müezzinin ezan okuduğunu duyduğunda, sözlerini tekrarla ki müezzinin aldığı sevap sana yazılsın. Ey Ali! Abdestini bitirdiğinde şöyle de ‘Allah’tan başka ilah olmadığına şahitlik ederim. Hz. Muhammed de O’nun elcisi ve kuludur. Allah’ım! Beni tövbe edenlerden ve temizlenenlerden eyle. Bu duayı yaptığında annenin seni doğurduğu gündeki gibi günahlarından temizlenmiş olursun, sekiz cennet kapısı açılır ve ‘dilediğinden gir’ denilir.
Ey Ali! Yemeğini bitirince şöyle de ‘Hamd, beni yediren, içiren ve bizi Müslüman yapan Allah’a mahsustur.’ Ey Ali, içtiğinde şöyle de ‘Hamd, bizi suyla içiren Allah’a mahsustur. Allah, onu merhametiyle tadı ve içilebilir bir su kılmış, onu günahlarımız nedeniyle acı ve tuzlu yapmamıştır. Böyle dua eden biri şakir (şükreden) diye yazdır.
Ey Ali! Yalan söylemekten uzak dur; yalan, yüzü karartır, insan yalan söyler, söyler, en sonunda Allah katında ‘yalancı’ diye yazılır ve isimlendirilir; insan doğru söyler, söyler, en sonunda Allah katında ‘dürüst ve doğru sözlü’ diye isimlendirilir. Hiç kuşkusuz yalan imandan uzaktır.
Ey Ali! Kimsenin gıybetini yapma, gıybet oruçlunun orucunu bozar. İnsanların dedikodusunu yapan kişi kıyamette onların etini yer.
Ey Ali! Laf taşıyıcı olmaktan sakın. Laf taşıyıcılar cennete giremez.
Ey Ali! Allah adına yalan veya doğru yemin etme.
Ey Ali! Yeminlerinizi Allah’ın karşısına koymayınız. Allah yalan yere kendi üzerine yemin edene merhamet etmez, onu temize çıkarmaz.
Ey Ali! Dilini tut, dilini hayra alıştır. Kıyamet günü kul, en çok dilinden dolayı azap görür.
Ey Ali! Israrcı olmaktan sakın, ısrarcılık pişmanlık getirir.
Ey Ali! Hırslı olmaktan sakın, hırs babanı (Hz. Âdem’i) cennetten çıkarmıştır.
Ey Ali! Hasetten sakın, haset ateşin odunu yemesi gibi iyilikleri yer.
Ey Ali! İnsanları güldürmek üzere yalan söyleyene yazıklar olsun, yazıklar olsun, yazıklar olsun!
Ey Ali! Misvak kullanman gerekir; misvak ağzı temizlerken Rabbin rızasını kazandırır, dişleri parlatır.
Ey Ali! Dişlerini temizlerken parmaklarını kullanarak temizlemelisin. Meleklere en nahoş gelen şey bir kulun ağzında yemek görmektir.
Hz. Ali şöyle demiştir ‘Ey Allah’ın peygamberi! ‘Âdem Rabbinden kelimeler alıp tövbe etti.’ ayetinde kastedilen nedir? O kelimeler nelerdir?’ Hz. Peygamber şöyle demiştir: ‘Allah, Âdem’i Hint toprağına, Havva’yı Cidde’ye, yılanı İsfahan’a, İblis’i Bisan’a indirdi. Cennette yılan ve tavustan daha güzel bir şey yoktu. Yılanın üzerinde katırda olduğu gibi çizgiler vardı. İblis onun arasına girdiğinde, Âdem’i kandırmış, aldatmış, Allah da yılana gazap etmiş, güzelliğini kendisinden alarak şöyle demiştir ‘Senin rızkını topraktan vereceğim! Karnın üzerinde toprak üzerinde yürüyeceksin. Sana merhamet edene Allah merhamet etmeyecektir. Allah, tavus kuşuna da gazap etmiş, İblis’in ağaca gitmesine kılavuzluk ettiği için ayaklarını mesh etmiştir. Âdem yüz sene başını göğe kaldırmaksızın hatasına ağlayarak kalmıştır. Bu esnada mahzun bir şekilde oturmaktaydı. Allah, Cebrail’i kendisine göndererek şöyle demiştir ‘Ey Âdem! Allah sana selam ediyor ve sana şöyle diyor ‘Seni iki elimle yaratıp ruhumu üflemedim mi? Meleklerim sana secde etmedi mi? Seni kulum Havva ile nikâhlamadım mı? Bu ağlama da nedir öyle?’ Âdem şöyle cevap vermiş ‘Ey Cebrail! Beni ağlamaktan uzak tutacak nedir ki? Ben Rabbime komşuluktan uzaklaştırıldım.’ Cebrail şöyle demiş ‘Ey Âdem! Şu kelimeleri söylersen Allah, günahına mağfiret edip tövbeni kabul eder.’ Hz. Âdem ‘Onlar nelerdir?’ diye sorunca, Hz. Peygamber şöyle cevap vermiş ‘Allah’ım! Hz. Muhammed ve onun ailesinin hakkı için senden isterim. Allah’ım! Seni tenzih ederim, sana hamd ederim. Bir kötülük işledim, nefsime zulmettim, günahları senden başkası bağışlayamaz, sen merhametlilerin en hayırlısısın. Allah’ım! Seni tenzih ederim, senden başka ilah yok! Bir kötülük işledim, kendime zulmettim. Benim tövbemi kabul et çünkü tövbeleri kabul eden ve merhamet eden sensin. Allah’ım! Sana hamd ederim, senden başka ilah yok. Bir kötülük işledim, kendime zulmettim, mağfiret eyle, mağfiret edenlerin en hayırlısısın. İşte Âdem’in kelimeleri bunlardı.’
Ey Ali! Ev yılanlarına dokunmanı yasaklarım; yassı ve kuyruğu kesikler hariç! Onlar iki şeytandır. Yolunda yılan gördüğünde, üç kez ‘yolumdan çık’ demeden onu öldürme; dördüncüyü söyledikten sonra öldürebilirsin.
Ey Ali! Yolda bir yılan gördüğünde, onu öldür. Ben cinlere yolda yılan suretinde görünmemeleri şeklinde şart koştum. Kim yılan suretinde görünürse, kendisini ölüme atmış demektir:
Ey Ali! Dört özellik bedbahtlık özelliğidir: Göz katılığı, kalp katılığı, uzun emel ve dünya sevgisi!
Ey Ali! Dört özellikten seni sakındırırım: Kuvvetli haset, hırs, yalan ve öfke.
Ey Ali! İnsanların en kötüsünün kim olduğunu sana bildireyim mi?’ Şöyle dedim ‘Evet, ey Allah’ın peygamberi, bildir!’ Hz. Peygamber ‘tek başına yolculuk yapan, misafirine cimrilik yapan ve kölesini döven kişidir.’ dedi. Ardından ekledi ‘Bütün bunlardan daha kötüsünü bildireyim mi?’ ‘Bildir ey Allah’ın peygamberi’ dedim. ‘Bütün bunlardan daha kötüsü kendisinden hayır beklenmeyen ve kötülüğünden emin olunmayan kişidir.’ dedi.
Ey Ali! Cenaze namazı kılarken şöyle de: ‘Allah’ım! Bu senin kulun ve kulunun oğludur. Henüz bir şey değilken yaratılıştaki hikmetin ona işlemiştir. O sana misafir gelmiştir, sen onun yerleşeceği en hayırlı menzilsin. Allah’ım! Onun delilini ortaya koy, peygamberine kat, sabit bir sözle onu sabit kıl. O sana muhtaç iken Sen kendisinden müstağnisin. O, ‘Allah’tan başka ilah yoktur.’ diye kelime-i şehadet getirirdi. Onu bağışla, merhamet eyle, sevabından mahrum kılma, bizi ondan sonra fitneye düşürme. Allah’ım! Temiz birisiyse temizliğini artır, hatalıysa günahlarını bağışla.’
Ey Ali! Bir kadının cenaze namazını kılınca şöyle dua et ‘Allah’ım! Sen onu yarattın, onu sevdin, onun sahibisin, gizlisini ve açığını bilensin. Biz şefaatçi ve duacı olarak sana geldik. Bu kadını bağışla, merhamet et, ecrinden mahrum bırakma, bizi onun ardından fitneye düşürme.’ Çocuğun namazını kılınca şöyle dua et ‘Allah’ım! Onu anne ve babasının takipçisi yap, o ikisine sabır ver, çocuğu onların öncüsü kıl, onlara nur ver. Bu çocuğu onlar için nur kıl, anne-babasını cennete koy, onları çocuğun ecrinden mahrum bırakma.’
Ey Ali! Abdest alırken şöyle de ‘Allah’ım! Abdesti tam almayı, mağfiretini tam elde etmeyi diliyorum.’
Ey Ali! Mümin kul, kırk seneyi yaşadığında, Allah onu üç beladan emin kılar: Delirme, cüzzam ve abraş hastalığı. Altmışa geldiğinde, ahirete yüz dönmüştür artık. Altmıştan sonra Allah ona sevdiği işlerde kendisine yönelmeyi nasip eder. Yetmişe geldiğinde, gök ehli ile yeryüzündeki Salihler onu severler. Seksene geldiğinde, iyilikleri yazılır, günahları silinir. Doksana geldiğinde, geçmiş ve gelecek günahları bağışlanır. Yüz yaşma geldiğinde, onun adı gökte ‘Allah’ın yerdeki esiri’ diye yazılır.
Ey Ali! Tavsiyemi dinle, sen Hak üzeresin, Hak da seninle beraberdir.
Kaynak: Fütühat-ı Mekkiye, Çev. Ekrem Demirli, Litera yay. Cilt 18., İstanbul .2012, s. 332-344.
0 Yorumlar