Bütün Müslümanlara, dinlerinde devamlı birlik ve beraberlik içinde olmalarını,
hiçbir suretle dinde ayrılığa düşmemelerini vasiyet ederim.
Allah’ın yardımı birlikteliktedir. Müslümanlar ayrılığa düşmezlerse onları kimse mağlup edemez. Dinin hükümlerini nefsinde ihlâs ile tatbik edeni kimse aldatamaz. Cin ve Şeytan o insana galebe çalamaz.
Allah, Esmâ-i hüsnâsıyla bilinir. Cenabı Hakk'ın asarından (eserler, âlem) kudret ve azametini düşün, Zât ve mahiyetini düşünme. Esma-i Hüsnâ’nın çokluğu, bir merkezde düşünülürse Tevhid olur. Tevhid, kuvvettir.
Daima Allah'tan başkasını unut, böylece zâkir (zikreden) olursun. Böyle olan kimse her yerde zâkir'dir. Kal ve lisaniyle Allah'ın zikrine devam edenlerin kalbine Allah Zât-ı Ahadiyetine karşı iştiyak nuru ilka eder. Gözü açılana ilâya gelir.
Hayâ makamında Fetih başlar. Fetih, kalp gözünün Tevfık-ı Rabbani ile açılmasıdır. Bu göz açıldı mı ahlâk, fazilet, doğruluk o kimse için asla değişmeyen, değiştirilemeyen bir haslet olur, onsuz yaşayamaz.
Bir yerde bir günah işlemiş isen oradan ayrılmadan bir de iyilik, ibadet işle; bir elbise üzerinde iken işlemiş isen o elbiseyi çıkarmadan evvel bir de ibadet yap.
Vücudundan ayrılan sakal, bıyık, saç, tırnak, kir gibi şeylerde, senden ayrılırken tâhir bulun. Ve Allah'ı zikret. Çünkü onlara sahibini nasıl terk ettin diye sorarlar.
Tırnak ve saçta sinir vardır. Fakat keserken duymaz. Vücutta bazı kısımların Ruhla alâkası vardır, duyarlar. Bazı kısımlar da cesede, cana aittir, duygu yoktur. Hiç olmazsa Allah'tan mağfiret İste. Allah'tan af ve mağfiret istemen bir duadır. Dua da ibadettir unutma.
Abdestsiz katiyen tırnak, saç, sakal kesme. Abdest almadan yıkanma. Cünüp iken su içme, yemek yeme, hatta kelâm etme, konuşma. Niçin olduğunu sorma. Bana yanaşamazsın. Vasiyetimi tut. Sonun hayırlı olur.
Geçmiş günahlarından birini hatırlayınca hemen tövbe, istiğfar et. Ve Allah'ı zikret. Çünkü Resul-i Ekrem “Her işlediğin suçun peşinden bir de iyilik yap ki onu mahvetsin, zira hasenat (iyilikler) seyyiatı (kötülükler) yok eder.” buyurmuşlardır.
Nerede öleceğini, ne vakit ruhunu vereceğini bilemezsin. Onun için Rabbine her hâlinde hüsn-ü zan et. Su-i zan etme. Ta ki Rabbine hüsnü zan ile kavuşasın.
Hadis-i Kudsi'de şöyle buyurulmaktadır: Ben kulumun zannı üzereyim. Bana karşı hayır zanda bulunsun. Bu haber bir vakit ile takyîd şeklinde (sınırlandırılmış) buyrulmamıştır.
De ki: Rabbim affeder, mağfiret eder. Günahlarımdan beni temizler. Günahkârlıktan dolayı rahmetinden ümidinizi kesmeyin; çünkü Rabbiniz bütün günahları yargılar…
Allah'ın rahmeti gazabına galiptir. Günahkârlara da “kulum” diye şeref bahşetmesi ne büyük lütf-u ilahidir. (Kul) kelimesi Hak namına kelâm eden, konuşan demektir.
Allah'ımıza hudutsuz şükürler olsun.
0 Yorumlar