Ticker

8/recent/ticker-posts

Ad Code

Responsive Advertisement

Yazar Mehmet Hanifi Tosun’un Tanıtımı: Gürgün Karaman’ın İki Ciltlik Eseri

Okunma Sayısı - Yazar Mehmet Hanifi Tosun'un Tanıtımı
Okunma sayısı: Yükleniyor...


Sühreverdi'nin işrak felsefesi, Aristo'dan mülhem geliştirilen Meşşai felsefenin salt akılcı tutumunu, sezgi ile elde edilen içsel aydınlanmayı sağlayan bilgi ile ileri bir aşamaya taşıyan özgün bir İslâm felsefesidir. Sühreverdi'ye göre yola revan olan salik, uzlete çekilerek içsel bir yürüyüş gerçekleştirerek birtakım aşamalarını kat ederek istenen mertebeleri elde eder ve hâliyle içsel aydınlanma yaşar. Uzlet, dünyalıklardan belirli bir süre uzak kalmayı da tazammum eder. Zira Sühreverdi'de dünyalıklardan ilelebet uzlet yoktur. Çünkü insan dünyaya gönderilmiş ve dünyayı ihya ve inşa edecek yegâne varlıktır. Bir müddet uzlete çekilen salik, dünyaya tekrar döner ve bu dünyada yaşar. Zaten insanın uzleti, yani hirası, kendi içine yaptığı yolculuklar bütünüdür. Uzlet tek seferde olup gerçekleşmez; ömrün belli aşamalarında gelgitler şeklinde uzlet-dünya döngüsünde içsel aydınlanmayı yaşamalıdır. Bu vesile ile nurlar nurunun ışığı içsel bir aydınlanma sağlar ve salik Allah'ın bilgi hazinelerinden istifade eder.

Topraktan yaratılan Âdem, Allah’ın ruhuyla varlık âleminde anlam bulduktan ve eşi Havva'nın da aynı harçtan yaratılmasıyla farklı bir mecrada anlam derinleşti. Yasak meyveye müptelâ olmalarının akabinde beşerî yönlerinin ağır basması neticesinde ilk isyan ve hubût gerçekleşti. Bir anlamda zirvelerde seyr ü sülûk eden insan denâ, deniyy olan varlık katmanına düştü. Bu aşamadan sonra zirveye ya da dibin dibine, yani ahseni takvime ya da esfelessafiline yürüyüş başladı. Bu yürüyüş, zaman zaman aklın, zaman zaman nefsin, zaman zaman da elçilerin getirdiği, hem aklın hem de ilâhî olanın meczedildiği vahyin önderliğinde devam etti. Kimi zaman nefsin karanlık dehlizlerinde, kimi zaman nefsi yok sayan ruhaniliğin hiçliğinde yolunu kaybeden insanın bu yürüyüşü; aklı, nefsi, maddi ve ruhani olanı, yani madde âlemini ve manevi dünyayı yok saymayan elçilerin getirdiği bilgi, yol ve yöntemle dengede devam etti. Sühreverdi, vahyin bilgisini rehber edinip aklın ürettiği bilgiye yaslanıp kişisel çaba ve tecrübeler neticesinde içsel aydınlanma ile elde ettiği sezgisel bilgi ile bu yürüyüşü Tecrit kardeşleriyle sürdürmeyi deneyimleyip yeni bir solukla yola revan oldu. Üst bir estetik, sembolik dille kaleme aldığı öykülerinde insanın bu yürüyüşünü gündemimize taşımıştır.

Gürgün Karaman, 10 yıllık işraki felsefe okumaları akabinde Sühreverdi'nin bu bağlamdaki 9 öyküsünü modern dönem insanlarının algı düzeyine şerh ettiği iki ciltlik Aşk, Hüzün ve Güzelliğin Felsefesi ile Kızıl Akıl ve Simurg'un Çığlığı'nı okuyucuların istifadesine sundu. Büyük bir emeğin ürünü olan bu çalışmanın hak ettiği ilgiyi alması umuduyla hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

 

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Ad Code

Responsive Advertisement