Ticker

6/recent/ticker-posts

Ad Code

Responsive Advertisement

Hakkımda


1976 yılında Ağrı'nın Doğubeyazıt ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Ağrı'da tamamladı. Atatürk Üniversitesinden 2001 yılında mezun oldu. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda öğretmenlik, okul müdürlüğü, şube müdürlüğü görevlerinde bulundu. Halen bu bakanlıkta öğretmenlik yapmaktadır. 

Evli ve beş çocuk babasıdır. 

Şimdiye kadar yayınlanmış bir çok kitabı vardır. Gürgün Karaman Kitapları sayfasından bu kitaplar hakkında bilgi edinebilirsiniz. 

Çalışma alanları genelde İslam ve batı felsefeleri, özelde İşraki Felsefe ve Tasavvuf/İrfan gelenekleridir. 


Benim öyküm... 

Her insanın yaşam öyküsü biriciktir. İman ehli iseniz bu öyküde kendinizle, eşinizle, evlatlarınızla, anne ve babanızla, kardeşlerinizle, dost ve arkadaş dediklerinizle, akrabalarınızla, malınız ve mülkünüzle kısaca her şeyinizle hem olumlu yönde hem de olumsuz yönde imtihan edilirsiniz. 

Bu yaşam öykünüzde insanların ihanetlerine, sırt çevirmelerine, egolarına, hasetlerine, açık ve örtük ambargolarına maruz kalırsınız. Düşmeye gör, derler ya... Ben bunların hepsini yaşadım. Ve sonuçta şunu öğrendim: Ciddiye alınacak hiçbir şey yokmuş şu alemde. Ciddiyet, nefsin hastalığı imiş. Ciddiye alınacak tek bir şey varmış meğer: Hakk'a gereğince kul olmak... Ama imtihan işte... İmtihandasınız ve deneneceksiniz... İddianızla tartılırsınız. Öyle bir imtihan ki imanın hakikatini ancak küfür deryasında bulursunuz. Hak ile deli divane bir karşı karşıya gelirsiniz. Her şeyin bir hiç olduğunu idrak edersiniz Hak karşısında.

Ben hepsini yaşadım. İnsanlığa dair umutlarımın tükendiği bir dönemde büyük krizlere maruz kaldım. Bir yıl mesleğimi bıraktım. Gemileri yaktım... Bir elin parmağını geçmeyen Müslüman kardeşlerim elimden tutup beni hayata yeniden bağladı. O zamanlardan beridir yaşıyorum. Minnettarım hepsine. Ve vefamı korumak için sadakat neyi gerektiriyorsa onu da yazmaya çalışıyorum. 

Düşünce hayatım büyük çalkantılar içinde geçti. İlk kitaplarım hep kavga içerir. Kendimle kavga, batı felsefesiyle kavga, İslam geleneğiyle kavga... Tüm kavgaları salih bir niyetle, içine düştüğüm karanlığı parçalayıp çıkmak için yapmak zorundaydım. Bu nedenle ilk kitaplarım kavga içeriklidirler. Kendimle kavga etmeyi bıraktım. İslam geleneği ile barıştım. Çünkü zihinsel/düşünsel olarak beni kurtaran bu gelenek oldu. Bu geleneğe karşı olan borcumu asla ödeyemem. Batıyla olan kavgam ise  devam ediyor bu kavga da asla bitmeyecek. 

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Ad Code

Responsive Advertisement