Her yılbaşı gelince başlıyorlar din dersi vermeye, ahlak hocalığı yapmaya
Alimlik taslayarak ona
buna kâfir diyerek milleti zalimce taşlamaya.
Sözlerine bakarsanız
sanırsınız ki hepsi evliya!
Yahu yeni yılı kutlamak, alkol alıp zina yapmak demek değildir. Bıçak ile adam öldürülebileceği gibi ekmek de kesilebilir. Adam öldürülebildiği için bıçağı yasaklayabilir misiniz? Zina günahtır ama helal bir sofrada ailecek eğlenerek yeni yıla girmek mısır patlatarak film izlemek nasıl günah oluyor söyler misiniz?
Bu tipler kime benziyor biliyor musunuz?
Tıpkı her kurban bayramı gelince aniden türeyen sözüm ona o çok merhametli hayvan severlere.
Şöyle ki;
Yılın her günü mangalda, tavada pişen etlerini sosa mosa bandırarak tıka basa kuzu dana yiyenler nasıl oluyorsa kurban bayramı gelince birden hayvan sever olurlar ya..
Haaa, işte tam da onlar gibiler bunlar da.
Yahu Allah aşkına yılbaşına gösterdiğiniz tepkinin binde birini adaletsizliğe, hukuksuzluğa, yolsuzluğa, yoksulluğa, adam kayırmaya, torpile, tacize ve dahi şiddete gösterseydiniz yaa.
Ey inandığı kitabı bile okumaktan aciz sözde vaizler!
Noel Babaya sövünce daha fazla Müslüman olacağınızı mı sanıyorsunuz vallahi yanılıyorsunuz.
Alın size Enam Suresi 108.
ayet!
"Siz onların ilâh
edindiklerine sövmeyin ki onlar da dönüp sizin ilâhınıza sövmesinler..."
Şimdi anladınız mı ne diyor Hz. Allah(cc)
Diyeceksin ki "Yılbaşı kutlamak Hristiyan âdetidir, haramdır." Haydi, farz edelim ki öyle.
Peki, şimdi sen söyle;
Yanlışa, haksızlığa, zorbalığa, zulme, tacize, torpile, yolsuzluğa şiddete ve dahi bunca kötülüğe susmak helal midir, bunlara dilsiz şeytan kesilmek hangi dinin neyin âdetidir?
Bunların cevabını ver önce!
Akla vicdana sığmayan
sebeplerden haksız yere insanlar işten atılıyor
Susuyorsun!
Hukuksuz şekilde yok yere
sırf birileri gibi düşünmüyor diye sayısız can vatan haini terörist ilan edilip
hapse tıkılıyor
Susuyorsun!
Yolsuzluk, hırsızlık,
arsızlık almış başını gidiyor
Susuyorsun!
Mülakatlar adı altında
liyakatin ırzına geçiliyor
Susuyorsun!
Taciz, şantaj, tecavüz
gibi iğrenç suçlar hemen hemen her gün onlarca çocuğun ve kadının hayatını
mahvediyor
Susuyorsun!
Kin ve nefret kusan cani
ruhlar her gün yeni bir can yakıyor.
Susuyorsun!
Ev ev sokak sokak aramızda
dolaşan adı şiddet olan bir canavar var,
görüyorsun!
Susuyorsun!
Evet, hep sustun ve
susuyorsun
Çünkü korkuyorsun!
Korktuğun için de üç maymunu oynuyorsun!
Değil mi ki insan
bilmediğinin düşmanıdır, bunu bilmiyorsun ondan düşmanca davranıyorsun.
Kim bilir belki de bilmek istemiyorsun.
Şimdi şunu soruyorum;
Onca kötülüğe susan dil
bugün niye konuşur ki?
Sahi her haltı yiyen adam,
"domuz yemiyorum" diyerek domuz yiyene neden sövüyor ki?
Gerçekten yenilen o haltların, domuzdan daha temiz olduğunu mu düşünüyorsun?
Sen Müslümanlığını anca
yılbaşı gelince hatırlıyorsun.
O yüzden şimdi
konuşuyorsun.
Allah aşkına sen susmaya
alışıksın ne olur bugün de sus olur mu?
Zira Peygamber efendimizin
(sav) de dediği gibi "Ya hayır konuşun ya da susun"
Unutmayın insan sadece
konuştuklarından değil sustuklarından da sorumludur.
Gelelim yeni yılı
çılgınlar gibi kutlayan ve neyi niçin kutladığını bile bilmeyen zırvalara.
İnanın onların da neyi
kutladığı niçin bu denli delice sevindiklerini halen anlamış değilim.
Evet, bir yılı geride
bırakıyoruz ve yeni bir yıla “Merhaba” demenin heyecanını yaşıyoruz. Bunda hem
fikiriz.
Ne var ki bize ne tür
acılar ve kötülükler getireceğini bilmediğimiz bir şeyi nasıl oluyor da
cennetten müjde almışçasına delice karşılıyoruz inanın bunu aklım almıyor.
Akıl almaz bir şekilde
yeni yılı sevinç naraları atarak karşılamak yerine gelen yeni yılı iyi
temennilerle güzel duygu ve düşüncelerle karşılayalım.
Yeni yıla birlik,
beraberlik, barış esenlik, huzur, mutluluk ve çokça umutla girelim.
Bir önceki yılımızın
hesabını yapalım.
Acaba kaç kalp kırdım?
Kaç gönül yıktım?
Hangi hataları yaptım?
Üzerimden geçen bu yılda
neyi kaybettim, neleri kazandım?
Bu sorularını kendimize sorarak ve bu sorulara ve dahi sorunlarımıza cevap arayarak ömrümüzden düşen o bir yılımıza ve kendimize hesap soralım.
Dünyadaki kötülüklerle nasıl savaşabiliriz, iyilikleri nasıl çoğaltabiliriz onları konuşup tartışalım.
Yılbaşını; insan, vicdan, akıl ve izan çemberi dışında delice kutlayanlara o kadar şaşkınlık ve ibretle bakıyorum ki size anlatamam. Belki bu şiirim birilerine bir şeyler anlatır ümidiyle buraya not düşeyim.
Yeni yıla girdik mi?
Ondan geriye sayarak
Hem de zıplayarak
Girdik beee…
Sevindik mi?
Ooo…
Ne sevinmesi
Sevinçten delirdik
Delirdik beee…
Ne değişti?
Neyi değiştirdik?
Savaşlar mı durdu,
Silahlar mı sustu
Yoksa açlar mı doydu ne?...
Peki, neden bunca insan
Böyle sevinçten kudurdu?
Her hal kendine sevinç uydurdu!
“Hiç olur mu bugünde
çatmak gözü kaşı”
Dedi, yanındaki arkadaşı
Sahi doğru ya!
Bugün yılbaşı
Niye aksın ki gözyaşı!
Bize ne savaştan, açlıktan
Can veren on binlerce çocuktan
Aman beee…
Başla ondan say geriye
Acılardan bize ne
Bugün yılbaşı
Niye akıtalım ki gözyaşı…
Bayanlar ve beyler;
Acıya duyarsız her mutluluk kirlidir. Hatırlatayım.
Evet, bu duygu ve
düşüncelerle yeni yılın tüm insanlığa barış, huzur, adalet, merhamet ve insanca
bir yasam getirmesini diliyorum.
Ve son olarak “ALLAH AŞKINA YILBAŞINA AKLI BAŞINDA GİRELİM”
diyorum.
İbrahim ALTUN
0 Yorumlar