Ticker

6/recent/ticker-posts

Ad Code

Responsive Advertisement

Arap Mahallesinin Hali - Nizar Kabbani: Horoz Kasidesi



Nizar Kabbani (1923 - 1998)

Nizar Kabbani 1923 yılında Şam’da köklü bir ailede dünyaya gelen Nizar Kabbani, modern Arap edebiyatının en önemli şairlerinden biridir. Şam Üniversitesi’nde hukuk eğitimi almış ve eğitiminin ardından Suriye Dışişleri Bakanlığı’nda diplomat olarak görev yapmaya başlamıştır. Birçok Avrupa ve Asya başkentinde ülkesini temsil eden Kabbani, yönetimle yaşadığı anlaşmazlıklar nedeniyle diplomatik görevinden istifa etmiştir.Adonis ile birlikte çağdaş Arap şiirinin en büyük temsilcilerinden biri olarak kabul edilen Kabbani, şiirlerinde doğal, sade ve yalın bir dil kullanmıştır. Geleneksel kurallardan ve tabulardan uzak durarak, daha çok duygulara ve günlük yaşama odaklanan şiirler yazmıştır. Eleştirilere kulak asmaması, onun bağımsız ve özgün tarzını korumasında etkili olmuştur.

Kabbani’nin eserlerinin birçoğu, cesur ve yenilikçi içeriği nedeniyle bazı Arap ülkelerinde yasaklanmıştır. Özellikle 1967 Arap-İsrail Altı Gün Savaşı’nın ardından yazdığı şiirler, Arap şiirinde çığır açıcı bir rol oynamıştır. Bu dönemde yazdığı “Gerileme Kitabına Dipnotlar” adlı şiiri, Beyrut’ta yayımlanan Al-Adab dergisinin Ağustos 1967 sayısında yer almış, ancak hemen ardından tüm Arap dünyasında yasaklanmıştır. Bu şiir, Arap edebiyatında bir ilki temsil ederek samizdat (gizli yayım) yöntemiyle elden ele dolaşmış ve büyük bir etki yaratmıştır.Bu şiirin yayımlanması, aynı zamanda Al-Adab Al-Huzarani (Haziran Edebiyatı) akımının doğuşuna öncülük etmiştir. 

Kabbani, 1950’li yıllarda şiirde sadeleşme hareketinin öncülerinden olmuş, 1967 Altı Gün Savaşı’nın ardından ise politik şiirin yükselişinde yol gösterici bir figür haline gelmiştir. Haziran Hareketi’nin kurucusu ve önde gelen şairi olarak, Arap şiirine yeni bir soluk getirmiştir.

Kabbani, henüz 19 yaşındayken, 1942 yılında ilk kitabı Esmerim Bana Anlattı’yı yayımlamış ve bu eserle geniş bir ün kazanmıştır. Şiirleri, lise öğrencileri, ev hanımları, akademisyenler ve politikacılar gibi toplumun her kesiminden okur tarafından sevilmiş, geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmıştır. Eserleri, hem duygusal derinliği hem de toplumsal meselelere duyarlılığıyla dikkat çekmiştir.Nizar Kabbani, 15 Mayıs 1998 tarihinde Londra, İngiltere’de vefat etmiş ve naaşı Suriye’ye getirilerek Şam’da defnedilmiştir. Ölümünden sonra bile eserleri, Arap edebiyatında ve dünya şiirinde derin bir iz bırakmaya devam etmiştir.

Horoz Kasidesi

1.
mahallemizde
sadist, kan döken bir horoz var
her sabah
mahallenin tavuklarının tüylerini yolar
gagalar, kovalar, tepelerine biner
ve sonra da bırakıp gider
civcivlerinin isimlerini dahi hatırlamaz


2.
gün doğarken bağıran bir horoz var
mahallemizde
zorba samson gibi
salar kızıl sakalını
gece gündüz hükmeder
nutuk çeker bize
marş okur
zina eder
tekdir o, ebedidir
iktidar sahibi, zorbadır.


3.
mahallemizde
saldırgan, faşist, nazi fikirli
bir horoz var
tankla çaldı idareyi
tutukladı hürriyeti ve hür insanları
bir vatanı feshetti
bir halkı feshetti
bir dili feshetti
geçmişi feshetti
çocukların doğumunu
ve isimlerini çiçeklerin
feshetti


4.
mahallemizde
milli bayramda general elbisesi giyen
bir nesli yiyen
bir nesli içen
bir nesli sarhoş eden
cesetlerden oluşan gemiye binen
ve hayali bir orduyu hezimete uğratan
bir horoz var


5.
mahallemizde
bir horoz var arap asıllı
fethetti binlerce karısıyla
dünyayı


6.
mahallemizde
cahil bir horoz var işte
milislerden birine kumanda eden.
saldırmak ve katletmek
haşhaş üretmek
ve döviz kalpazanlığından başka
birşey bilmeyen.
babasının giysilerini satardı
bir vakit
nikah yüzüğünü rehin bırakır
ölülerin dişlerini dahi
çalardı.


7.
bütün marifeti
tabancasıyla
kelimelerin tepesine ateş etmek olan
bir horoz var
mahallemizde.


8.
mahallemizde
asabi, zırdeli bir horoz var
haccac gibi konuşur bir gün
ve
me’mun gibi yürür kibirle
cami’nin minaresinden haykırak:
“beriyim ben noksanlıklardan,
beriyim kusurlardan
hem devletim ben
hem de kanun”


9.
nasıl gelecek bize bereketli yağmur?
nasıl yetişecek buğday?
hayır nasıl inecek üzerimize
ve bereket nasıl örtecek bizi?
allah’ın yönetmediği
horozun hükmettiği bir memlekette?


10.
ülkemizde
horozun biri gider, biri gelir
zulüm aynı zulümdür.
leninci hükümet gider
amerikancı saldırır
ezilen hep insandır.


11.

köyün pazarına uğradığı vakit horoz

kibirle, kabarık tuyleriyle

ve omuzlarında parıldayan hürriyet nişaniyle,

haykırır köyün bütün tavukları

hayranlıkla:

“ey efendimiz horoz! ”

“ey mevlamız horoz! ”

“ey milletin generali, ey meydanın kudretlisi!”

“sensin milyonlarca kadının sevgilisi”

“ihtiyacın var mı bir cariyeye?”

“ister misin bir hizmetçi?”

“peki ya masaj?”


12.

yönetici hikayeyi duyduğunda

boğazlanmasını emretti horozun, cellada

öfkeli bir sesle dedi ki:

“mahallenin veletlerinden bir velet

nasıl cüret eder benimle

iktidar kavgasına

nasıl cür’et eder bu horoz?

ben tek ve ortaksız iken?”

“bilir misiniz ben kimim?

kontrolistan devletinde oturan bir yurttaş

kahvede oturmaktan korkan bir yurttaş

fincanın karanlığından devlet çıkarsa diye

bu acaip devleti tanıyor musunuz?

orada güneşin doğması karara muhtaç

horozun ötmesi karara muhtaç

çiftlerin çocuk doğurma isteği

karara muhtaç

karar çıkmamışsa eğer

sevgilinin saçının rüzgârda uçuşmasını

engeller polis.

durum öyle pespaye ki kontrolistan devletinde

toprak tiksinir tohumdan

her kuş korkar öbür kuşlardan

karar sahibi de karara muhtaç

işte böyle bir devlet kontrolistan”

ben ulusal acı günlerinden geliyorum.

çirkinlikler zamanından.

bozgun diyarından.

korkmuş bir kuş gibi yazıyorum.

sürüp giden patlamalar arasında…

yalnız olduğumuzu mu sanıyorsunuz? 

bu boğazlanmış vatan, hanımefendi.

perdenin arkasında duruyor.

kolay mı sanıyorsun? 

bir kadının göğsüne yaslanmak…

odam dopdoluyken.

kurbanların cesetleriyle,

ve yoksulların gözleriyle.

 


Yorum Gönder

0 Yorumlar

Ad Code

Responsive Advertisement