Ticker

8/recent/ticker-posts

Ad Code

Responsive Advertisement

K Marx’tan G. Atzmon’a ve Hamas Armut Toplasın! Gazzeliler Ceviz Kırsın!

 K Marx’tan G. Atzmon’a ve Hamas Armut Toplasın! Gazzeliler Ceviz Kırsın!



1.

İsrail işgal rejimi sistematik bir şekilde uluslararası çeteleri de arkasına alarak yüz yıldır Filistin halkına kan kusturmaktadır. İsrail terör devleti bu işgali sürdürülebilir savaş/çatışma konseptiyle yapmakta; bu konseptinde medya, sermaye ve küresel hegemonik imkanların tamamını kullanmaktadır. Dünya medyasını yönlendirecek her tür imkâna sahip olduğu için Hamas’ı bir terör örgütü olarak sunmaktadır.  Hamas gökten zembille mi indi? Kim bu Hamas? Merak edenler Hamas’ın tarihine baksınlar ve Şeyh İzzeddin el-Kassam’ın hayatını araştırsınlar. Hamas’ın binlerce mazlum Filisitin halkının evlatları oldukları gerçeğini unutarak, İsrail’e ve emperyalizme kuklalık yapanlar ise birer mankurt olarak idraklerini yitirmiş bir şekilde Hamas’ı terörist ilan ediyor. Bu idrak yoksunlarına göre Hamas, işgal edilmiş bahçelerde armut toplamalı, Gazzeliler ceviz kırmalı! Tel Aviv’deki Yahudi şahinler de Filistinlieri sistematik ve sürdürülebilir bir savaş konseptiyle öldürüp, topraklarına el koyup onları sürgün ederken şarap içip dans etmeli ve bizler de siyonist çetelerin bu dansını alkışlamalıyız. Tabi evlerimizde konforlu koltuklarımızda kahvemizi yudumlayarak!

2.

Özelde Hamas’ın genelde Filistin halkının armut toplamadığını, ceviz kırmadığını, aslında dünyayı metalaştıran tefeci-bezirgân siyonist zihniyetle mücadele ederken aynı zamanda insanlığın vicdanı ve selameti için de mücadele ettiğini iki Yahudi düşünür olan Marx ve Atzmon‘a bakarak görmek daha yerinde olacaktır. Salt Müslüman kimliğimizle Yahudi zihniyetini söktüğünüzde anti-semitik suçlamasıyla karşı karşıya kalmanız kaçınılmaz.

3.

“Ey Musa! Sen doğruyu söylüyorsun fakat karnımızı Firavun doyuruyor.” Müslüman muhayileye kazınmış olan bu hakikat Yahudiliğin hangi karakteristik yapısını deşifre ediyor? İşte bu karakterin yapı sökümünü iki büyük Yahudi düşünür yapar: Karl Marx ve Gilad Atzmon.

Marx, Yahudi Sorunu adlı uzun makalesinde Yahudiliğin Hıristiyanlıkla olan ilişkisini ve temel karakterini deşifre eder. Atzmon da bu karakteri “Göçebe Kimlik” şeklinde kodlayarak yapar. Burada birçok Yahudi düşünürüne başvurulabilir.  Bu kimlik, dünyayı metalaştıran ve yıkan bir kimliktir. Bu minvalde vakıanın hakikati bağlamında sadece örnek olması hasebiyle Yahudi bir düşünür olan Norman Finkelstein‘ı örnek vermekle yetinelim. Finkelstein, Doğu Kudüs ve Gazze’de yaşanan İsrail saldırılarına ilişkin, “İsrail sadece savaş suçları işlemiyor, insanlığa karşı suç işliyor ki bunlar uluslararası hukuka göre en iğrenç ve korkunç suçlardır.” demektedir.

4.

İsrailoğullarını tarihte üç büyük sürgüne götüren tarihsel arka planı, Yahudilik ve Hıristiyanlık ilişkisini ve bu ilişki biçimini belirleyen teolojik temel faktörleri görmeden, son Yahudi soykırımını yapan genelde Batı’yı, özelde ise Alman nazizmini bu soykırıma sevk eden derin tarihsel kolektif hafızayı anlamadan terör devleti olan İsrail’i ve bu devleti, lanetli bir günah çıkarma ayini şeklinde Müslüman coğrafyanın kalbine saplayan emperyalist Hıristiyan-Batının stratejileri de anlaşılamaz.

5.

Kategorik olarak bir Müslüman asla Hıristiyanlara ve Yahudilere veya başka bir inanç müntesibine düşmanlık besleyemez. Asıl ve asil olan zalim kim olursa olsun karşısında durup onun kodlarını deşifre ederek onunla insanlığın selameti için mücadele etmektir. Kimliği Müslüman olsa bile! Burada esas sorun, kimlik/inanç meselesi değil, kimliklerin ve inançların arkasına sığınarak zulmeden şeytani tavırlarla ilgilidir.

6.

İsrail’i ve bu terör şebekesini ayakta tutan emperyalist batının Yahudi-Hıristiyan ilişkisinin sentezini ve bu sentezin derin işbirliği ve çatışmasını (bu ilişki, büyük paradokslarla maluldür) anlamadan bugünkü sorun hakkındaki tüm analizler havanda su dövmekten öteye gitmeyecektir.

Hele hele mesele İran’ın bölgesel çıkarları olunca tarihin intikamcı işbirliği kimi zaman ittifak kimi zaman ihtilaf olarak geri döner. İran’ı tarihsel bir ittifaktan tarihsel bir ihtilafa iten derin tarihsel arka planı da görmek gerekiyor. G. Atzmon “Tevrat, Arz-ı Mev’ud’un tapu sicil kaydıdır.” der. Soru şu, bu tapuyu hangi müdür imzaladı?

Kısaca tarihin behrinde Pers-Roma çekişmesinde, Perslerin yaptığı şey, kendi saflarında yer alan Yahudilere hediye olarak Arz-ı Mev’ud denilen yapay bir mefkureyi İsrailoğulları üzerine boca etmesidir. Bu ittifaktaki büyük hediyeyi (!) Tevrat’a kazıyan ise Yahudiler tarafından ikinci Musa olarak kabul edilen Yahudi din adamı Ezra’dır. İsrailoğullarını, gönderilen tüm peygamberlere rağmen “Yahudileştirmenin” arka planında yatan temel motivasyonlar nelerdir? İşte Karl Marx ve Gilad Atzmon gibi daha birçok Yahudi düşünür bunun peşine düşer.  Bu yönüyle öncelikle Yahudilerin bununla yüzleşmeleri gerekir. Çünkü onları tarihte yok olmanın eşiğine getiren en temel sebepler burada yatmaktadır. Genelde ise Müslümanların ve insanlığın, bu zihniyetin işleyiş kodlarını Yahudi düşünürlerden okumaları gerekir. Aksi taktirde sistematik bir kriz halini ve krizin kendisinin artık normal bir hal aldığı bu konjonktürde, kısa vadede olmasa da uzun vadede Yahudiler için daha büyük yıkımları getirecektir. Çünkü tarih felsefesi bağlamında, anormal olanın normalitesi normatif bir durum kazandığında tarihin intikamı geri döner ve normalite kazanmış anormalite, normal olanı da anormal olanı tasfiye eder ve tarih bundan utanmaz. İnsanlık vicdanı ise bu suçun altında kalmamak için kendisindeki yapısal sorunları kökünden söküp atmanın erdemini göstermelidir. İşte Marx ve Atzmon’un çağrıları bir yönüyle böyle bir çağrıdır.  Bu çağrıya kulak vermek de bir sonraki protest pasajlara kaldı. Nasip!

“tilke eyyamu nudaviluha beyne’n nas… Allahu nur’us-semavati vel’ard…”

Yorum Gönder

0 Yorumlar

Ad Code

Responsive Advertisement