Şeyh-i Ekber İbnü’l Arabi’den Nasihatler (Kitabü’l Vesaye)-1
Ey Aziz!
Tasavvuf; Şeriatın zahiri ve bâtını olan bütün adaplarına vâkıf olmaktır. Ahlâk-ı ilâhiye ile ahlaklanmaktır.
İnandığı halde Allah'ın emir ve yasaklarına uymayan kimselerin hali, şaşılacak bir durumdur.
Kulun Allah’a yakınlığı, ancak Allah'a imân ettikten sonra Allah’ın katından gelenlere ve onları bizlere ulaştıran Allah rasûllerine imân etmekle gerçekleşir. Çünkü insanlar için kurtuluşa vesile olacak şeyleri resullerden, nebîlerden ve onların varisleri olanlardan başkası açıklayamaz. Başkaları bu sırra vâkıf olamazlar. Kur’ân gereği hayatını düzenleyenler Allah’ın koruması altında olurlar.
BİRİNCİ VASİYET
Ey Aziz!
Bu vasiyet, vasiyet etmenin önemi hakkındadır:
Vasiyet; vasıl, salik ve müritler için bir hatırlatma ve ışıktır. Allah Teâlâ ve Resulleri, hakkı vasiyet ettiler. Dolayısıyla enbiyalara bu hususta ittiba etmek amellerin en faziletlisidir.
O halde doğruluk için, aydınlatıcı vasiyetler olmasa, halk körlük içinde olur. Zira devletlerde mülkün devamı vasiyetle olur. Vasiyet, ezelde Allah'ın hükmü olduğu için vasiyet yolunu terk etme ve onunla amil ol! Ben, insanlara Allah'ın vasiyet kıldığı şeyleri hatırlattım. Ki, vasiyet hükmünü ihdas etmekte benim yaptığım bir şey yoktur.
Öyle ise benim hatırlattığım vasiyetler onların söylediklerine muhalif değildir. Sülûkun en kuvvetli yollarına, açıkladıklarım zıt gelmez.
Hazreti Ahmed Aleyhisselâm'ın Sünnetleri Din'in bizzat kendisidir. Mustafa'nın ümmeti ümmetlerin en nurlusudur. O'nun dini gözleri köreltmez bilakis kuvvet verir. Ta ki kişideki nefsi meyli düzelir.
Ey Aziz!
Sırrınla O'nun merkezinden Kamer-i âla'ya, O'ndan Zuhal yıldızına yükselmeyi kendine pay edin! Zuhal'den sahilinde düşmeyeceğin "sevâbite” (sabit yıldızlara) yüksel. O sevabitlerden hamil burcunun yüksekliğine ayaklarını sağlam basarak, enaniyetini kırarak kâmil ol! Oradan da, kadem-i kürsiye (ilme) ve o kürsiden şekil ve misalleri kuşatıcı olan Arş'a yüksel!
Sebep ve arazlarla kayıtlı olan akıl için kurtuluş; her noksandan münezzeh olan Zât’ın ahlâkına ittiba etmektir. Ezel ile vasıflanan menzile, azameti veren Â'mayı mutlakaya varıncaya değin durmadan ceht et!
Dağların da üstündeki yüce zirvelere olan tecelliyat-ı ilahiyeye bir bak.
Bil ki!
O görenlerin, daima nazarları o zirvelerdeki tecelliyata olur. Alçalmada yücelik olmasaydı, yüzlerimiz, görüneni gözler ile aramakla alçalmazdı. İşte bundan dolayı Allah bize, secde etmemizi emretti. O halde biz de Hakk'ı hem ulvi hem de süfli olan her şey de müşahede ederiz.
Anla!
Bu anlattıklarımız, eğer sen sağlam akıl, fikir sahibi isen, bizim vasiyetimizdir. Ki, gerçekten bu vasiyetlerimiz; ziynetlerin en güzellerindendir.
Ey Aziz!
Bu vasiyetlerle her malumu, hakikatte ne suret üzere ise öylece bilirsin. Yani, başka şeylerle iltibas etmiş olarak değil de hakikatte oldukları hâl üzere bilirsin. Artık sen de başka tecelligâhı olmayan manzar-ı â'laya bak ve O'na daim yönel! Eğer, seni mutlu kılacak başka bir çeşmeye davet edilirsen icabet etme! Öyle ise daim böyle bir çağrıya karşı korku üzere ol!
Hak, bir takım icatlara bizleri alet ettiği için bizler dişileriz. Varlıkta "ERİLLİK" bulunmadığından dolayı Allah'a hamd olsun.
Anla!
Örfün "RİCAL” diye isimlendirdiği kimseler üretken olmaları yönüyle dişidirler. Dolayısıyla bu vasıflarından dolayı onlar, benim arzu ettiklerimdir.
0 Yorumlar