Bu makale 303/span> kez okundu.
![]() |
Gürgün Karaman |
Özgürlüğün koşulu direnişin etrafında kenetlenmek, Gazze'nin etrafında kenetlenmektir. Özgürlüğün koşulu direniş şehitlerinin etrafında kenetlenmektir. Özgürlüğün koşulu Gazze'ye tutunmaktır. Özgürlüğün koşulu Gazze kahramanlarına tutunmaktır. Özgürlüğün koşulu Arap kitlelerini sokağa çağırmaktır. Özgürlüğün koşulu Mısır kitlelerinin sokağa çıkmasıdır. Sokağa çıkmalılar...
Filistin özgürleşene kadar direniş yoluna geri dönüyorum…
Georges Ibrahim Abdallah
![]() |
Georges Ibrahim
Abdallah (Arapça: جورج إبراهيم عبدالله), 2 Nisan 1951’de Lübnan’ın kuzeyindeki
Kobayat kasabasında Maruni Hristiyan bir ailede doğmuş, Filistin davasına
adanmış bir Lübnanlı komünist militan ve Lübnan Silahlı Devrimci
Fraksiyonları’nın (LARF) kurucusudur. 1984’te Fransa’da tutuklanmış, 1987’de
iki diplomata suikastla bağlantılı suçlardan ömür boyu hapse mahkûm edilmiş ve
41 yıl hapis yattıktan sonra 25 Temmuz 2025’te serbest bırakılarak Lübnan’a
sınır dışı edilmiştir. Abdallah, anti-emperyalist, anti-Siyonist ve
anti-kapitalist mücadelesiyle Filistin ve Arap direniş hareketleri arasında
sembolik bir figür haline gelmiştir.
Hayatı
ve Erken Yılları
Abdallah, Lübnan’ın
mezhepsel çatışmalarla sarsıldığı bir dönemde büyüdü. 1970’lerde öğretmenlik yaparken
Filistin halkının sömürgeciliğe karşı mücadelesine destek verdi. Siyasi
bilinci, Lübnan İç Savaşı (1975-1990) ve İsrail’in Lübnan’ı işgalleri (1978 ve
1982) sırasında şekillendi. İlk olarak Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi’ne
katıldı, ardından Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’ne (FHKC) katılarak
Marksist-Leninist ideolojiye yöneldi. 1976’da ABD’nin Lübnan Büyükelçisi
Francis Meloy’un suikastında rol aldığı şüphesiyle Mossad tarafından suçlandı,
ancak bu iddia kesinleşmedi. 1978’de İsrail’in Güney Lübnan işgali sırasında
gerilla savaşına katılarak yaralandı.1982’de FHKC’nin Özel Operasyonlar
Kolu’nun dağılmasıyla Abdallah, LARF’ı kurdu. LARF, anti-emperyalist ve
pro-Suriye bir Marksist örgüt olarak, Lübnan’ı yabancı güçlerden (ABD, Fransa,
İsrail) kurtarmayı ve Filistin devletini kurmayı amaçladı. Abdallah, Salih
al-Masri, Abdul-Qadir ve Abdel Kader Saadi gibi takma adlarla Fransa’da LARF
operasyonlarını yönetti.
Tutuklanması
ve Mahkûmiyeti
Abdallah, 24 Ekim
1984’te Lyon’da bir polis karakoluna sığındı, Mossad ajanlarının peşinde
olduğunu iddia etti. Ancak sahte pasaportlar, silah ve patlayıcı bulundurma
suçlamalarıyla tutuklandı. 1987’de, 1982’de Paris’te ABD askeri ataşesi Charles
R. Ray ve İsrailli diplomat Yacov Bar-Simantov’un öldürülmesiyle ve 1984’te Strasbourg’da
ABD konsolosu Robert O. Homme’a yönelik başarısız suikast girişimiyle
bağlantılı olarak ömür boyu hapse mahkûm edildi. LARF, bu eylemleri, ABD ve
İsrail’in 1982 Lübnan Savaşı’ndaki rollerine misilleme olarak üstlendi.
Abdallah, duruşmada suçlamaları reddetse de eylemlerin meşruluğunu savundu: “Ben
bir savaşçıyım, suçlu değilim. Filistinlilere karşı işlenen insan hakları
ihlallerinin yol açtığı bir yoldayım.”
Dava süreci
tartışmalıydı. İlk olarak 1986’da silah ve patlayıcı bulundurmaktan dört yıl
hapse mahkûm edildi, ancak ABD’nin baskısıyla (Reagan’ın Mitterrand’a
müdahalesi) Fransız istihbaratı yeni deliller “buldu” ve dava yeniden açıldı.
Abdallah’ın avukatlarından biri Fransız istihbaratına bilgi sızdırdı, bu da
yargı sürecinin adilliği konusunda şüpheler yarattı.
Hapishane
Yılları ve Direnişi
Abdallah, 1999’dan
itibaren şartlı tahliye hakkına sahipti, ancak ABD ve İsrail’in baskılarıyla
(örneğin, 2003’te ABD Dışişleri Bakanlığı’nın itirazı ve 2013’te Hillary
Clinton’ın Fransız hükümetine yazdığı mektup) tahliye talepleri defalarca
reddedildi. Fransız yasalarına rağmen, 2008 Dati Yasası gibi geriye dönük
yasalar uygulanarak serbest bırakılması engellendi.
Hapiste geçirdiği 41
yıl boyunca Abdallah, ideolojik duruşundan taviz vermedi. Pişmanlık göstermeyi
veya siyasi inançlarını terk etmeyi reddetti. Hücresinde Che Guevara posteri,
dünya haritası ve destekçilerinden gelen kartpostallarla süslenmiş bir alan
yarattı; gazete yığınları ve yazılarıyla siyasi bilincini korudu. Filistinli
mahkûmlarla dayanışma için açlık grevlerine katıldı (örneğin, 2019’da Bilal
Kayed için) ve hapishaneyi “mücadelenin ön cephesi” olarak tanımladı. Yazıları,
devrimci dergilere sızdırılarak anti-emperyalist ve anti-kapitalist bir
evrensel direniş çağrısı yaptı. Bask, Korsikalı ve Arap mahkûmlarla ortak
protestolar düzenleyerek ulusötesi dayanışma sergiledi.
Serbest
Bırakılması ve Lübnan’a Dönüşü
15 Kasım 2024’te
Fransız mahkemesi, Abdallah’ın 6 Aralık 2024’te serbest bırakılmasına karar
verdi, ancak savcılık itiraz etti. 17 Temmuz 2025’te Paris Temyiz Mahkemesi,
tahliyesini onayladı ve 25 Temmuz 2025’te Abdallah, Lübnan’a sınır dışı edildi.
Beyrut Rafik Hariri Havalimanı’nda kalabalıklar, Hizbullah liderlerinin
resimleri ve Filistin bayraklarıyla onu karşıladı. Abdallah, ilk konuşmasında
Filistin direnişine bağlılığını yineledi: “Direniş özgürlüktür. Gazze’deki kararlılığa
selam olsun. Arap sokağı birleşmeli ve direniş etrafında toplanmalı.”
Mısır halkına, Gazze’deki durumu değiştirebilecek güçte olduklarını söyleyerek
seslendi.
Abdallah, Filistin
davasının büyük bir sembolüdür. Hamas yetkilisi Ali Barakeh, Abdallah’ın
41 yıllık direnişinin “Filistin davasına sadakatin canlı modeli” olduğunu
belirtti. Filistin Demokratik Kurtuluş Cephesi’nden Ali Faisal, “Abdallah, ABD
ve İsrail’in iradesine meydan okudu. Onun özgürlüğü, Gazze ve tüm Arap
mahkûmlar için özgürlüğün habercisi” dedi. Lübnan Popüler Konferansı,
Abdallah’ın hapis cezasını 1999’da tamamlamasına rağmen tutulmasını “ABD ve
İsrail baskısının utancı” olarak nitelendirdi.
Mücadelesinin
Mirası
Abdallah’ın mücadelesi,
Che Guevara’nın “Bir mücadelenin mirası başlangıcında değil, nasıl sonuçlandığında
yatar.” sözüyle çerçeveleniyor. Hapiste ideolojik uzlaşmayı reddetmesi,
onu Filistin, Lübnan ve uluslararası direniş hareketleri için bir ikon haline
getirdi. Nelson Mandela, Mumia Abu-Jamal ve Ahmad Sa’adat gibi figürlerle
karşılaştırılıyor; hapishane hücresi, kolektif direnişin sembolü oldu. Kürersel
çete İsrail ve ABD, onu “terörist” olarak görüyor; İsrail’in Paris
Büyükelçiliği, tahliyesine “özgür dünyaya düşman teröristler” gerekçesiyle
itiraz etti. Fransız medyası (örneğin, Le Point), destekçilerinin
“Siyonist ve emperyalist düşmana karşı savaşın” diyerek Abdallah’ı kutladı. Abdallah,
Lübnan’a döndükten sonra siyasi faaliyetlere devam etme niyetini ifade etti.
Avukatı, onun “güncel olaylardan haberdar” olduğunu ve “büyük bir enerjiyle”
direnişe katkıda bulunacağını söyledi. Abdallah, Filistin davasını Arap
dünyasında devrimin “tarihsel kaldıracı” olarak görmeye devam ediyor. Sonuç
olarak Georges Ibrahim Abdallah’ın hayatı, Lübnan İç Savaşı’ndan Filistin
direnişine, Fransa’daki hapishane yıllarından Lübnan’a dönüşüne kadar
anti-emperyalist ve anti-Siyonist bir mücadelenin öyküsü ve bu öykünün sönmeyen
devrimci ateşidir. 41 Yıl boyunca ideolojik duruşundan ödün vermemesi, onu
direniş hareketleri için evrensel bir sembol haline getirdi. Onun Lübnan’a
dönüşü, Filistin davasına ve bölgesel direnişe yeni bir ilham kaynağı olacaktır.
![]() |
Lübnan’a vardığında ilk
olarak şu açıklamaları yaptı:
Özgürlüğün
koşulu direnişin etrafında kenetlenmek, Gazze'nin etrafında kenetlenmektir.
Özgürlüğün koşulu direniş şehitlerinin etrafında kenetlenmektir. Özgürlüğün
koşulu Gazze'ye tutunmaktır. Özgürlüğün koşulu Gazze kahramanlarına
tutunmaktır. Özgürlüğün koşulu Arap kitlelerini sokağa çağırmaktır. Özgürlüğün
koşulu Mısır kitlelerinin sokağa çıkmasıdır. Sokağa çıkmalılar...
Filistin
özgürleşene kadar direniş yoluna geri dönüyorum…
Direnişe,
şehitlerine ve varoşlara selamlarımı iletiyorum. Direniş özgürlüktür ve onun
etrafında kenetlenmeliyiz.
Muhammed’in
Kâbe’sine birkaç metre mesafede, Filistinli çocuklar açlıktan ölüyor, Mısır’ın generalleri
oturmuş seyrediyor! Nerede Mısır’ın erkekleri ve kadınları? Sadece bir milyon
kişi Gazze sınırına inse, soykırım sona erer. Avrupa’daki hareketliliğe karşı
asgari bir onur gösterisidir bu, sadece asgari…
0 Yorumlar